Kıymık

Elime batan kıymık gibi, küçüktü ama canım yandı.




Filmlerde kitaplarda nasıl olur: çeşit çeşit ama hep bir romantik ya da hep bir acıklı vah vahlı.. gerçek hayatta kendini hissettirir ayrılık. Önceden geliyorum der, gümbür gümbür davullarla bekle beni az kaldı diyerek ya da fısıldar: Acaba mı? Öyle mi ki? Sonra, yok artık her şey çok güzel gerek yok vesveseye deyip o mutlu gülücüklerine, ne kadar da şahane bir hismiş bu demeye devam edilir. Bazen de gerçekten hissettirmez geldiğini gafil avlar. Şok içerisinde ya da zaten yolunda gitseydi şaşırırdım dedirtir insana. Delice bir his, yıkım, salyalar ve sümümkler daha yakın akraba olur bir anda ve bir sonra ki adımda tanrım varsan orda bir yerde neler oluyor bana diye yakınmaya sebep olur. İştahsızlık ya da tam tersi her bulduğunu ağzına tıkma suretiyle mide fesatına giden yolun taşları özensizce ama büyük bir telaşla dizilir. Eğer midenizden sıkıntınız varsa gelecek ağrı ve sancılara maruz kalırsınız. Migreni olanların hali daha da vahimdir çünkü zaten uyku haram edildiği için geçmesi için yapılabilecek bir şey kalmamıştır. Sevgili arkadaş ve canlar sizin yanınızda biterler ve işe yaramayacaklarını bildikleri teselllileri sıralarlar, onlar da pek çok kez aynı şeyi yaşadıkları için bunun kendi içinde bir iyileşme süreci olduğunu sizden de iyi bilirler ama kafa dağılması, odak değiştirme denen yöntemler kısa sureli rahatlama anları yarattığından asli bir önem de taşıdıklarını bilirler. İlk hüzün ve hayal kırıklığı geçip herkes evine gittiğinde, anılar ve kısa ya da uzun yaşanmışlıklarıınızla başbaşa kalır iç hesaplaşma ve nasıllar arasında şişmiş gözleriniz, kızarmış burnunuzla dostluğunuzu perçinleştirirsiniz. Hayatı anlamazsınız, size sunduğunu, sizin ondan aldıklarınızı dahası kontrol dışı gelişen istemsiz, arzulanmayan getirilerini. Yarı uyanık geçen, uyuduğunu sandığında da hayalle karışık rüyalarında herşeyin düzeldiğini görür, ama ahmakça bir tavırla uyanıp “ha evet üzülmeye devam edebilirim, sadece rüyaymış..” diye içinden geçirip yastığa geri gömersiniz yüzünüzü, ıslak. Neden sonra birden kalkarsınız, hem sıyrılmak istersiniz bu fazla acıklı bir o kadar komik haleti ruhiyeden hem de bunun kısa süreli bir bıkkınlık hali olduğunu bilirsiniz. Zamanla bu sıçrayışların arasının azaldığını görmek sevindirici mi yoksa benzer şeyleri bu kadar çok yaşamak vahim mi karar veremediğinizden, düşünmeyi ertelemeyi tercih edip ayrılığın en güzel yanı olan çikolata- kahve ikilisindeki serotonin salgısına balıklama atlamayı seçersiniz. Şimdi yapılması gereken kısa vadeli hayal ve planları yeniden programlamak.. Neyseki hep size ait hayalleriniz vardır ve hayal ederek besleniyorsanız hayattan bunu yapmak o kadar da zor olmayacaktır.. Hayatın gerçekleri istediğim gibi gitmediğinde, hep istediğim gibi gidebilecek hayallerim var benim, gerçeklerin böyle olamayacağını yüzümü vurmaya kalkan herkese vereceğim fazladan bir hayal..
23.01.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder